Kayıtlar

BIR, IKI ÖLUM DAHA…

Resim
                             Aradan çok geçmeden tam bir hafta sonra karşı komsunun abisi benim de kardeşlerim dediğim Hüseyin ile Mehmet in, Mehmet Bahri dayısı vefat etmiş onu da telefondan annemden öğrenmiştim. Arabayı yıkatmaya götürdüğü sure Kalp krizi geçirmiş ora da vefat etmiş. Evden dışarıya gidiyor ve farkında olmadan hayatına sekil veren bir parçacık soluğunu orada teslim ediyor ve arkada gözleri yaşlı insanlar bırakıyordu insan oğlu. Üzülmemek elde değil, ne diyebilirsin ki. Her zaman bundan daha fazlası olmalı diye söylediğim bu günlerde moralim iyice kotu olmaya başlamıştı.   Anılarda yok olmak diye bir şey vardır. Yani an da kalmak diye. Her bayram ellerini öptüğüm insan Mehmet dayımız o kadar ince kalpli bir insandı ki. Küçücük bir köyden çıkıp matematik öğretmeni olmuş evlenmiş ve iki dünya tatlısı arkadaşım ablam dediğimi yavrucaklar dünyaya gelmesine vesile olmuştu. Dinine düşkün ve giyimine kuşamına dikkat eden hatta saçları ve bıyıkları erken ağarmaya başlamış

ESINTI , ONUR GULMEZ

Resim
Herkesin Hayatından Bir Parça ‘’Esinti’’ Raflarda Onur Gülmez adı, pek çoğunuza yabancı gelebilir. 25 Mayıs 1990 tarihinde doğan ve İstanbul Üniversitesi’nin Biyomedikal bölümünden mezun olan bu genç adam, 10 yıl boyunca İstanbul’un tozlu sokaklarında yaşamış, aşkı, kederi, sevgiyi ve acıyı zerresine kadar içine çekmiş. Onur Gülmez adı, pek çoğunuza yabancı gelebilir. 25 Mayıs 1990 tarihinde doğan ve İstanbul Üniversitesi’nin Biyomedikal bölümünden mezun olan bu genç adam, 10 yıl boyunca İstanbul’un tozlu sokaklarında yaşamış, aşkı, kederi, sevgiyi ve acıyı zerresine kadar içine çekmiş. Şehirden kopmak onun için her ne kadar zor olsa bile, yıllar boyunca aşkla demlediği denemeleri ve şiirleri ile birlikte, kendi de Amerika’nın yolunu tutmuş. Bugün, bizlerden binlerce kilometre uzakta, New York Brooklyn’de yaşayan Onur Gülmez, bunun yanı sıra Türkiye’de ki hikâyesini de ardında bırakmamış. Henüz gençlik yıllarında başladığı yazma alışkanlığından asla vazgeçmeyen genç yazar, hâlâ içerisi

TEK DUAM UNUTMAMAK SENI. `BABAANNEM`

Resim
Nereden başlamam gerektiğini bilemiyorum. Zaman o kadar hızlıydı ki yaşadığımız ve paylaştığımız onca hatırayı getirebilmem için ölümünü kabullenmem gerektiğindeki o kalbimin her gecen gün daha da sıkacak olan acıyı hissetmem gerekiyormuş. Hayat ne kadar acımasız maalesef ki bir elvedayı bize çok gördü. Senin seven ev dolusu insanların yanında olup acımı paylaşanlarla birlikte orada paylaşmak istediğimi ve bunu ne kadar çok yapmak istediğimi bilmeni isterim. Dedem vefat ettiğinde beni görüp iki kolunu açıp çocuğum deden gitti, gitti deden diye bağırıp ağıtlar yaktığın andaki ağıtları ben yakmak isterdim şu an. Kollarının arasına beni almıştın yine. Ortada ise dedemin cenazesi vardı. Helalleştiğimizi biliyorum hakkimiz hiçbir zaman olamazdı birbirimize karsı. Ne de olsa sen benim canimsin. Nasıl üzülür kırılabilirim ki sana ya da sen bana? Üç kez rüyama girdin, ilkinde annem ben sevgili arkadaşın, çok sevdiğim onun da vefatında çok üzülüp ağladığım Fadime nenem ve sen, rüyamda sizle